YAZININ İCADI VE İNTERNETİN BAŞLANGICI
İnsanlık âleminin yazının icadıyla bilgi paylaşımının kayıtları tutmanın ne kadar önemli olduğunu fark etmiş. Aynı durumda teknolojinin başlangıcında internete ilkyazının yazılması bir bağlantı olduğunu fark etmiş oluyoruz. “Hello World!” Belki de ilkyazı da merhaba dünya diye başlamıştı kim bilir.
Yazının icadı ile bilginin ne kadar önemli ve paylaşmanın değerini anlıyoruz. Öğrenmek ve öğrendiğini insanlarla paylaşmak ve yol gösterici olmak yapılan yanlısı ve doğruyu bularak tekrar aynı yolu ve durumu yaşamamak adına önemli olduğunu anlıyoruz. Tam da bunu düşünerek ilkyazımı kayıt altına almak ve bildiğim tecrübe ettiğim konular üzerine şimdi ve gelecek nesillere yazdığım yazıları bırakmak duygu ve düşüncelerime de yer vererek yazmaya karar verdim. Belki aynı yazıda aynı duyguyu hissetmeyeceğiz, hayallerimiz farklı olacak, ancak aynı kelimeleri farklı zamanda okumuş olacağız. Söz uçar bu yazılar burada kalsın diye yazıma devam edip, bundan sonraki yazılarıma da devam etmek yanlışta olsa yazmak, yazılan yazıların hiyeroglif resim çivi simge emoji dahi olsa aynı şeylerin olduğunu hepimiz anlıyoruz.
ÇİVİ / HİYEROGLİF – EMOJİ
Kelimenin gücünü ve herkese verdiği farklı duyguyu şiirlerde şarkı sözlerinde ilahilerde ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz ve hissediyoruz. Her ne kadar geçmiş yıllarda kütüphane ve kayıt yapılan yerleri yakılıp yıkılsa da bilgi paylaşımı ve yazı yazmanın önüne geçilememiştir. İskenderiye kütüphanesinin yıkılması ve içindeki yazılı kaynakların yok edilmesi insanlık tarihinin karanlık çağa tekrar dönmesine çoğu bilginin bu zamana gelmesine engel olması da kara leke olarak kalacaktır. Bunu olmaması ve önüne geçilmesi adına yazıların kopyalarının farklı yerlerde ve farklı şartlarda saklanması önem arz etmektedir. Tarihten çıkarılacak çok fazla ders var bunları da yazarak bilgilendirerek önüne geçmek gerektiğine inanıyorum. Bilginin bu kadar rahat ve hızlı ulaşılabileceği bir zamanda olmamız bir yandan avantaj olup diğer yandan da yanlış ve art niyetli kişilerce sabote edilerek bilgi kirliliğine neden olmuştur ve olmaya devam edecektir.
Bazı yazıların görsellerle desteklenmesi gerektiğine inanarak cümlelerime insanlığın bilgiye daha hızlı ve rahat ulaştığında bahsetmiştik bir önceki paragrafta bunun sebebiyle video ve kısa görsel efektler ile kaynak okumadan araştırmadan gördükleriyle yetinen ve doğru olduğunu kabul eden bir toplum ve nesil yetiştiğini görmekteyiz. Bunu maniple ederek belli tekniklerle aslında gerçekte olmayan görüntüyü bizlere sunması ve aynı yorumu ve düşünceyi oluşturmayı amaçlamaktadır. Ancak bunu yazarak herkesin farklı duygu ve düşünceyi hayal gücünü kullanarak yorum yapmayı istediği sonucuna varıyoruz. Yazılı olan kaynakların hepsi mi doğru bilgiyi veriyor diye düşündüğünüzü var sayarak tabi ki hepsi doğru değil ancak karşılaştırma ve farklı kaynaklardan doğru bilgilere daha detaylı ulaşılabileceğini ve değerlendirmenin gene insanın duygu ve düşünceleriyle karar verebileceği bir gerçektir. İnternet üzerinden hazır ve ücretsiz bilgiye ulaşabiliyorken neden kullanmayalım! Buraya yazdığım yazıların ne kadar kalacağı ve gelecek nesillere ulaşacağı konusunda şüphelerim mevcut ancak bu yazmaya ve paylaşmaya engel değil. Benim için bir günlük belki de aldığım notlardan ibaret olacak. Belki de bazı şeyleri unutmamak için yazacağım. Hiç bir kurala da bağlı kalmaya gerek olmadığını anlaşılır olmanın yeterli bir sebep olacağı kanaatindeyim. Biraz ilk yazım benim kendi düşüncelerime yer vermek ve yazının önemini vurgulamak olarak düşünseniz de, sizde belki bir şeyler uyandırmak. Bundan sonraki adımlarınızı belki bu yazıya yorum yazarak veya kendi alanınızda bir yere diğer insanlara ilham olmak adına deneyimlerinizi paylaşacağınız ortama aktaracağınıza inanıyorum.
Yazdıklarım, yazının icadından bu güne kadar kimsenin aklına gelmemiş cümleler veya duygular değil. Aksine gelmiş ancak yazıya dökülmemiş olmasıdır. Bazen deriz evet olabilir aslında aklımdakini yazmış veya söylüyor. Komedi programında bize günlük hayatta olan ve fark etmediğimiz durum ve düşünceleri aktarması bazen komik bazen düşündürücü gelebilir. Ama herkes hemen hemen aynı şeyleri yaşar. Bunu tekrar etmesi bilgi paylaşımından ve deneyimini aktarmamasından kaynaklanır. Bazı şeyleri yeniden icat etmeye gerek olmadığını düşünüyorum. Bir adım öteye ulaşmak ve yeni deneyimler ve sonuçlar elde etmek bizi bir adım öteye götüreceğini farkına varmamız gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Bundan sonraki yazılarımda nelerden bahsedeceğimi anlamış oldunuz. Bu yazılarımı normal arkadaş ortamında bir konu hakkında düşünceleriniz ve merak eden bir yakınınız gibi düşünebilirsiniz. Ancak şunu da unutmamak gerekir meralıklar hayallerini gerçeğe dönüştürmemiş, söylemek istediği ve aktarmak isteği bilgileri, deneyimleri, tecrübelerini aktaramamış milyonlarca insanlarla dolu. Bir kişiye dahi ilham kaynağı olabilirsem ne mutlu bana ancak öyle bir düşüncemin olmadığını da söylemeden geçmeyeceğim.
Not: hadi biraz yorum ve hayal gücümüzü zorlayalım. Belki de binlerce yıl önce insanlık tarihinde teknoloji gelişti ve kayıtlar dijital tutuldu. Sonrasında bilinmeyen bir sebeple kayıtlar yok oldu ve insanlık birden ilkel hayata dönüşü yaşadı. Kayıtların fiziki olarak; taş, kil, duvar, parşömen, mozaik gibi yerlere yazılmasının daha güvenli olacağı kanaatine varıldı. Ancak hiç bundan bahsedilmedi ya da unutuldu. Sizin düşünceleriniz var mıdır böyle bir ihtimal?