Kiracı ve ev sahibi arasındaki sorunlar.
Ev kiralarken sözleşme ve tahliye taahhüdü birlikte hazırlanır ve kiracıya imzalatilir. Bunu çoğu emlakçılar ve ev sahibi yapar. Sözleşme maddeleri genel hükümler ve özel hükümler olarak ayrı maddeler de belirtilir ve ek yapılır. Ayrıca boş tarihli tahliye taahhütnamesi hazırlanır her sayfaya imza atılır.
Peki kiracı bu durumda ne yapacak? Aslında yapacağı çok birşey yok. Evliyse tapuda konut şerhi koydurup aile konutu diye bilir. Bekar ise sözleşmede bulunan imza benim değil diyebilir. Her durumda en az 1 veya 2 sene mahkeme sürecine girer. Her durumda kaybeden taraf ile kazanan taraf anlaşma yoluna gitmesi daha uygun ve zararsız olacağı bir gerçektir. Sözleşme maddeleri çok iyi hazırlanmalı kiracı ve ev sahibi arasında herhangi bir soru işareti bırakılmamalıdır. Sözleşme olmadan konut veya mülk kiraya verilmemeli bunu profesyonel kişilerce yani emlak danışmanlığı yapan kişilerin hazırlaması iki tarafı da koruyan maddeler le desteklenmeli.
Bazı durumlarda kiracıdan talep edilen depozito sorunu ortaya çıkabiliyor. Bir kira bedeli talep edilip talep edilen para miktarı ilk kira bedeli olarak yansıtılıyor. Bunu o dönemin enflasyon değerleriyle ilk kira bedeli üzerinden alınsa da kiracıya çıkış tarihi kira bedeli olarak veriliyor ya da verilmiyor. Verilse bile enflasyon karşında çok düşük değerde geri ödemesi kiracının mağdur olmasına sebep oluyor. Bunu ev sahibi ve kiracının ilk kiralama sırasında aralarında anlaşıp kira sözleşmesinde depozito değerini çıkış tarihli kira bedeli olarak yazılması daha uygun olacaktır.
Gelelim ev sahibi olan kişilerin tahliye taahhüdü ve kendi tarih atıp doldurduğu taahhütnameye. Bu durum biraz sancılı ve uzun olsa da genel olarak ev sahibinin kiracıyı çıkarmak için kullandığı en büyük kozu. Kiracı tarafından imzalandığı da sonucu her durumda tahliye ile sonuçlandığını görüyoruz. Bu durumda kiracı ve ev sahibinin uzlaşma yolunda ılımlı bir tavır ve duruş sergileyip. Her kesin mutlu olacağı bir durumda olacak şekilde anlaşması iki taraf için sağlıklı olacağı sonucuna varılıyor. Diğer taraftan ev sahibinin alamadığı kira artış oranı kiracı tarafından mahkeme ve diğer masraflara gideceği gibi. Huzursuzluk ve koşturma çabası oluyor. Her iki durumda da empati kurmalı ve ortak noktada buluşmak en mantıklı karar olacağı unutulmamalıdır.